Herkese merhaba!!!
Blogu olmayan nadir
insanlardan biriydim, sonunda ben de bir
blog açtım. Yaptım oldu!!
Öncelikle size
kendimi tanıtmam lazım tabi. Kim bu
manyak falan… Ben Damla. 18 yaşında , Odtü KKK’da okuyan, hazırlıkta quizlerle
boğuşup Proficiency’e hazırlanan bir öğrenciyim. Lisedeyken falan aşırı inek
bir tiptim (Herkes aynı şeyi söylüyor üniversite hadi hayırlısı.) ama
üniversiteye gelince kalmadı pek ineklik. Sosyal görünen ama içinde asosyallik olan bir
kişiliğe sahibim. Bir şeyi sevmişsem siz
de onu sevene kadar durmadan konuşabilirim. (Arkadaşlarıma ben bile üzülüyorum
bazen.) Peki neleri severim? Mesela konuşmayı çok severim. Yazmayı da pek bir
severim. Dizi izlemek beni bayağı eğlendirir hatta kendimi karakterlerin yerine koymaktansa direk
diziye atladığımı, ayrı bir karakter olduğumu hayal ederim. Kitap okurken
farklı bir boyuta geçerim. Beğendiğim her şarkıyı dinlerim hiç çekinmem.
Hayalperest olduğumu söylerler. Bu kadarcık işte…(Kaçmak serbest!)
(Voldemort
abimiz kadar ümitsiz durumda değilim
Allah'tan.)
Peki
neden bu bloğu yazmaya karar verdiğime
gelirsek ; işte sebep: Kıbrıs’ta yapacak şeyler o kadar az ki can sıkıntısından
patlamak üzereydim. Böyle içte bir sıkıntı, sürekli kendimi dışarı atmalar
başlayınca orada dur bakalım dedim. Ayrıca bir şeyler yazmayı da hep sevmişimdir. Çene de
düşük olunca insanları baymadan ne yapabilirim diye düşünürken arkadaşım Duygu
blog fikrini ortaya attı. Dizilerden modaya, filmlerden şarkılara hatta belki günlük
hayattan bir şeyler içerecek bu blog. Oradan buradan tırı vırı şeyler yani. Hep
birlikte eğlenmeye diyor bugünlük veda ediyorum
(Ben de
bebeğim ben de)
Umarım siz hiç benim kadar sıkılmazsınız. Öpüldünüz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder